‘’ Acı akıllı adamların hocasıdır.’’ Türkiye’mizin son beş aydır ne çileler çektiğini ne badirelerden geçirildiğini hep birlikte gördük. Çile çektiren, ağıtlar yaktıran bayrakları yarıya indirten, milli yas ilan ettiren felaket ayları…
Bu acılar hamdolsun ki akıllı yurttaşların hocası oldu. Tereyağından kıl çeker gibi iradesiyle kutlu millet ülkesini uçurumun kenarından almayı bilmiştir. Mevsim soğuk olsa da meydanlar, yürekler ve dualar hep âmin demiştir. Hakkı ve halkı referans alanlar; bayrakları süngü, imanı miğfer ve duaları silah seçmişlerdir. Besmele ile başlanan kutlu davayı hamdolsun ‘’ Elhamdülillah’’ ile neticelendirmiştir.
Muhiddin Arabi Hazretlerinin dediği gibi: "Besmele çektikten sonra, Fatiha’yı hiç ara vermeden tek nefeste okumaya gayret et." Düsturunu şiar edinen besmele neslinin yiğitleri; bu milleti ne muhacir ne de ensar olmaya mecbur etmiştir. El açan milyonlar sadece ülkesi için değil mazlum, mağdur, muhacir İslam milletleri için dua ederek ‘’ Allah’ım sen İslam beldelerini ve milletlerini anavatan Türkiyesiz bırakma. Tutundukları dalları sağlam eyle ve onların başlarına planlanan tuzakları boz ve onları muzaffer eyle…’’niyazıyla arşı titretmişlerdir. Semadaki melekler âmin demiş ve milyonlar Kasım ayının ayazını bahara çevirmenin onurunu yaşamışlardır… Bu milletin yüreklerine hendekler kazan, zihinlerine prangalar vuran, ciğerine kor düşüren ve sırtını ihanete dayayanların yüzü kara çıkmıştır.
Silahların değil iradenin galip geleceğini bir kez daha görmüşlerdir. Anaların gözyaşının önünde hiçbir şeyin duramayacağını, ölen bedenlerin kimseye yar olamayacağını, kandan koltukların, nefretten vücuda gelen sözlerin hiç kimseyi ihya etmeyeceğine şahit olmuşlardır. Kantondan kahramanlıkların değil; birlik ve kardeşlikten can bulanların galip geldiğini; divaneler, ırk sarhoşları, anarşi evlatları, irade hırsızları, ayyaş hocalar, sahtekâr çakma âlimler, zalimane şatoların güç devşirmeleri, peygambere hakaret etmeyi iş edinenler, koltuklarını ve siyasi güçlerini kaybeden tüyleri kırpılmış sonradan görme kırma ırkçılar alenen bunu iliklerine kadar görüp bir kez daha yaşamışlardır… Cadı kazanının pisliklerini her daim servis etmenin kimseye fayda vermeyeceğini bilerek bu konuların bir daha açılmamak üzere raflara kaldırmanın ve tarihin karanlık sayfalarına kilitlemenin şimdi tam zamanı diye düşünüyorum.
Milletin kazandığı bir irade şöleni ve bu ırklar, davalar, kavgalar, kısır çekişmeler, siyasi rant üstü bir birliktelik şöleni. Hangi siyasi görüş olursa olsun şimdi artık barışın talebesi olmanın zamanı, kardeşliğin elçisi, bir ve bütün olmanın sevdalısı, halk ve hak için 74 milyon yurttaş için Türkiye’m deme zamanı… Kimsenin ağlamadığı, çocukların yetim, kadınların dul kalmadığı, anaların ciğer acısına bir nihayet verildiği, Kürdün ve Türkün, Arabın ve Lazın etle tırnak gibi olduğu ve 2023 hedeflerinde paydaş olunduğu bir Türkiye davası gütmenin şimdi tam zamanı… Bütün ırklara, renklere kör; ancak kardeşliğe ve birlikteliğe can olan bir toplumun inşasında kimi zaman usta kimi zaman çırak olalım.
Zalimin, ihanetçilerin, katillerin sofrasında bey olacağımıza kendi kardeşliğimizin, vatanımızın esiri olmayı tercih edelim. Sözün özü şudur ki: Şimdi barışma ve helalleşme zamanı, şimdi diriliş ve yeniden büyük ve güçlü Türkiye zamanı…
idriseskad@hotmail.com