Bazı videolar paylaşınca tamda yüreğim ‘’Cizre’’ ediyor ancak paylaşanları görünce bu işte bir fitnelik var diye duraksıyorum. Neyse, düne kadar iktidar koltuklarında tasmalarıyla ve akıttıkları salyalarıyla bu bölgenin insanlarına paralı şövalyeler gibi laf sayanlar, şimdi bakıyorum da bam teline dokunma adına Kürdistan diyemezken ve Kürtçe tek kelime konuşamazken sadece duygu sömürüsü adına o yörenin insanlığını kullanıyorlar. Barış sözcüklerini satılmış dillerine alıyorlar. Barış Sürecine en büyük kelekliği yapanlar, cesur insanlara ihanet edenler, cuntanın JİTEM ruhundan beslenerek eskiyi sadece siyaset telalıklarının sağlamlığı için isteyenler; şunu çok iyi bilsinler ki bu millet sizin samimiyetinize artık inanmıyor. İstediğiniz kadar bombalar patlatıp, hendekler kazın nafile…
Biz özgürlüklerin azad edilmesinden yana olduğumuz için sırtımızı Allah’a, yüreğimizi insanlığa, sözümüzü Anadolu’nun birliğine ve dirliğine dayamışız. Rusya’dan icazet alıp, İsrail’den dua isteyip, ABD’den fitne ve fesat tohumu ithal etmekle güç kazanacaklarını düşünenler, bir kez daha akıllarını başlarına alsınlar. Bu kadar sivil halkın mağdur edilmesine, gencecik bedenlerin toprağa yar olmasına, annelerin yüreklerinde kor ateşi düşmesine asla kimsenin hakkı yok. İradelerinizi siyaset masalarında, kulislerinde dile getirin. Silahlar değil; siyaset konuşsun. Kürdistan bölgesini Türkiye’nin Suriye’si yapmak isteyenler ve de yapmak için adeta hamamda dans edenler ve ellerindeki sazı bırakıp ayrışma tokmağını alanlar avuçlarını yalayacaklardır. Kandan beslenen asalakların panzehiri elbette ki ‘’Kardeşlik’’ olacaktır. Anadolu ayağa kalkmış ‘ E de bese ‘ dedikçe bazı satılmış kuklalar‘ Ne bese’ demeye devam ediyorlar. Beyler, artık yeter! Biz Türkiyeliyiz ve Kürt olmak bizim için bir ayrıcalık değil; halkların zenginliğidir.
Gönüllerin dağlandığı, dillerin sürekli ağıtlar yaktığı, anaların karalar bağladığı ve çocukların yetim kaldığı bir düzenden hiç kimseye bir hayır gelmez. Kravatlı, pedikürlü papağanların bu halk için söylediklerinin bir kıymetinin olmadığını Sur, Cizre, Silvan, Nusaybin’de gördük. Orada ezilen, 2016 yılında esaret hayatı yaşayan hatta ölen ve bacaları dahi tütmeyen hep garip, mazlum halk. Kaloriferli evlerinde oturup bol keseden atanlar asla onarın yürek soğukluğunu hissedemezler.
Türkiye Cumhuriyeti başta Kürt ve Türk halklarının paydaş olduğu ve kader birlikteliğiyle kurulan bir ülke. Temellerinde barış, kardeşlik, birlik ve imanın olduğunu unutmamak gerek. Etle tırnak gibi ne yaparsanız yapın ayıramazsınız. Artık dedelerimizin biri Türk kökenli diğeri Kürt kökenlidir. Bir yarımız Anadolu diğer yanımız Kürdistan’dır. Mezarlarımızın karıştığı, dualarımız, kıblemiz, peygamberimizin bir olduğu bu toplumu topla, tüfekle ayırmaya gücünüz kudretiniz yetmez. Siz sınırlar çizerken biz gönülleri Miraç’ta birleştirdik.
Gelin büyük düşünelim. Gölette bir balık değil; okyanusta dev bir balina olalım. Her ezilenin, mazlumun, mağdurun, yurtlarında sürülenlerin, öz yurtlarında parya olanların bir Türkiye’si olduğunuzu unutmayın. Ülkemizin üzerine ölü toprağı serpmeye ve iç-dış mihraklar tarafından fitne ve tefrika merkezine dönüştürmeye çalışanların, ülkemizi istikrarsızlaştırmak için ellerinden geleni yapan alçak ülkeleri ve onların ülkemizdeki ittifakçılarını hep birlikte deşifre etmeliyiz. Cumhuriyetçiyken cehaletçi olanlar, demokratken despot olanlar, halkçıyken ihanetçi olanların makyajları nasıl bir bir döküldüğünü büyük bir hayretle görmekteyiz. İmparatorlukları cenk meydanlarında yıkamayanların son fitnesi saraya sızdırdıkları cariyeleri kaldı. Kendilerini din- ırk- bölge motifleriyle çok iyi kamufle eden bu zavallılar da en kısa zamanda boyunlarındaki hac ve zihinlerindeki şerle birlikte deşifre edileceklerdir.
Biz biriz ve hep birlikte Türkiye’yiz! Kim ne derse desin barış vazgeçilmez marşımız ve iman olmazsa olmaz gömleğimiz olacaktır. Zalimler durdukça cehennem onlara mekân olacaktır. Allah ülkemizin birliğini, dirliğini bozmaya çalışanlara fırsat vermesin. Yaşasın Barış ve Kardeşçe yaşam.
idriseskad002@hotmail.com